26 TEMMUZ 1921 ÇARŞAMBA - Mustafa Kemal Polatlı'da bulunan Batı Cephesi Karargahı'na geldi

26 TEMMUZ 1921 ÇARŞAMBA

Mustafa Kemal, Ankara’dan hareketle Polatlı’da Batı Cephesi Karargâhı’na gelir ve ordunun durumu hakkında bilgi alır.

Mustafa Kemal, Batı Cephesi Karargâhı’ndan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne şu telgrafı gönderir:

“...Askerî vaziyetimiz her suretle güven vericidir”. (a)

Mustafa Kemal, Kâzım Karabekir’e 25.7.1921 günkü telgrafına ek telgraf gönderir:

 “...İlerlemek yolunda vuku bulacak her önemli girişimin, kendisine göre mühim sakıncaları vardır. Bu sakıncaların asgari düzeye indirilmesi için gerekli önlem ve girişimlerde kusur etmemek lâzımdır”. (a)

 

(a)

Batı Cephesi Karargahından Meclis İkinci Reisliğine telgrafla verilen malumat

26. VII. 1921

Ankara‘da Büyük Millet Meclisi Riyaseti Saniyesine

Garp cephesi karargâhı

Garp cephesi karargâhına muvaslatla İsmet Paşa Hazretlerine mülâki oldum. Düşman Eskişehir kurbünde hali tevakkufdadır. Vaziyeti askeriyemiz her suretle mucibi itminandır. Meclise arzı malûmat buyurulmasını rica ederim.

26/Temmuz/337

Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi

Mustafa Kemal

 

(b)

Anayasa Kanunu ve Müdafaa-i Hukuk teşkilatına dair

(26. VII. 1921)

Şark Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa Hazretlerine

İşte böyle gayri müsbet efkâr ve müddeiyat ile memleketin mabihülistinadı olacak yegâne kuvvet ve teşkilât bulunan Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk manzumesini duçarı zaaf tedabire tevessül etmek eğer cahilane bir cinnet değilse herhalde bir diyanet olarak telâkki edilmelidir. Bir kongre toplayarak bugünkü şekli hükümete vasıl olan Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Teşkilâtının bugünkü hal ve vaziyete muvafık bir program vücude getirmesi lüzumuna o kadar kaniiz ki Mecliste teşekkül eden grubun nizamnamei dahilisine Grup Heyeti idaresinin ancak mezkûr kongrenin ........ dir. Müdafaai Hukuk Teşkilâtına merci olabilmesi idealini koyduk. Ahval ve şeraiti haziranın şimdilik kongrenin tehiri in‘ikadını mucip olması grup Hey‘eti idaresinin bu vazifede devamını mecburi eyliyor.

2- Teşkilâtı Esasiye kanununun tatbiki neticesinde muhafazakârların iş başına geçmeleri ve bazı kanaatkar zevatın da mevki kavgasına başlamaları gibi mahzurları varit olabilir. Ancak malûmu devletleridir ki ilerlemek yolunda vukubulacak her mühim teşebbüsün kendisine göre mühim mahzurları vardır. Bu mahzurların haddi asgariye indirilmesi için tedabir ve teşebbüsatı lâzimede kusur etmemek lâzımdır. Bugün yalnız hututu Esasiyeden ibaret olan teşkilâtı esasiye kanununa teferrü edecek diğer kanunlarla bu hususatın nazarı dikkatte tutulması zaruretinde zatı devletler ile tamamen müttehidül fikrim.

3- Teşkilât kanunu yapılırken ricali mülkiye ve askeriyeden ve Müdafaai Hukuk manzumesinden rey almak hususundaki fikrimi şöyle izah edebilirim. Malûmu devletleri olduğu üzere bir hükümet şeklinde yaşıyoruz ve onun bütün mefhumlarına iktiza mecburiyetindeyiz. Kanuni meclis encümenlerinden sonra Heyeti Umumiyeden geçen münakaşatta tebellür edecek şekil üzerine uzaktan telâkki edilecek efkâr ile icrayı tesire imkân olmadığı elbette teslim buyurulur. Mabadı var.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi

Mustafa Kemal

 

Kaynakça:

1- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007

2-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008

3-Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün tamim, telgraf ve beyannameleri IV, 2006

4- Salih Karaoğlu, Kurtuluş Savaşı Destanı, 2010

Yorumlar