16 EYLÜL 1920 PERŞEMBE

16 EYLÜL 1920 PERŞEMBE


Mustafa Kemal, memleketteki gizli Bolşevik faaliyetleri hakkında Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa’ya bir telgraf gönderir:

“...Kayıtsız şartsız Rus bağımlılığı demek olan içerdeki komünizm örgütü, gaye itibariyle tamamen bizim aleyhimizdedir. Gizli komünizm örgütünü her surette durdurmak ve uzaklaştırmak mecburiyetindeyiz. ...Kendi arzularını kolaylıkla destekletmek isteyen birtakım kimseler, hilekârane bir surette komünizm vesaire örgütüne taraftar olduğumu daima yayıyorlar; fakat yanlıştır!”. (a)

Ankara Hükümeti, bir kararname ile, Viranşehir’de Milli Aşireti tarafından mal ve eşyaları zorla alınan memur ve subaylara ikişer maaş avans verilmesini kararlaştırır.

  

(a)

Moskova’daki murahhas heyetinden gelen rapor, komunist faaliyeti, Doğu Cephesi

(16. IX. 1920)

Garp Cephesi Kumandanı Ali Fuat Paşa Hazretlerine

C: 14 Eylül 336 tarih ve 1347 numara:

 

1- Moskova‘daki heyeti murahhasamızdan gelen 13 Ağustos tarihli ilk raporlarda Lenin ve Çiçerinle müteaddit mülakatlardan bizim mesai ve mücedelâtımıza teveccühten ve esliha ve malzeme hususunda muavenetten bahsolunmuştur. Anlaşıldığına göre Bolşeviklerin harekât plânı evvelemirde Lehistan‘ı mağlûp ve sonra Kırımda bulunan Varangeli imha etmek esasına müstenitmiş ve herhalde o zamana kadar şarkta harekâtı umumiyeye girişmek mukarrer değilmiş. Ermenilere memleketimizden arazi ilhakı lüzumundan bahsolunmuştur. Heyetimiz Rusların malzemece fakir ve işi müzakeratla uzatmaya mütemayil olduğunu zikretmekle beraber, bizimle ittifakı tamme akdedemeyeceklerine dair henüz kat‘i delil karşısında bulunmadıklarını bildirmişler ve bir taraftan para, silâh ve cephanenin sevkolunması için uzun müddet imkân aranılarak nihayet bahren dahi nakliyata mübaşeret edileceğini ilâve etmişlerdir. Ermenistan‘la 10 Ağustosta yaptıkları müsalâhanamede (ġahtahtı-Culfa) şimendifer hattını Ermenilere terketmişler ve Azerbaycan‘ın ve bizim heyetimizin protestolarına karşı yanlış olduğunu şifahen ifade ederek kararlarında henüz tebeddülat yapmamışlardır.

Diğer taraftan Halil Paşa vasıtasiyle karadan bir heyeti sefaret ve bununla üç sandık derununda altın gönderilmiştir. Bu heyetle para Erzurum‘a vâsıl olarak Sivas‘a hareket etmiştir. Külçe olan altının miktarı madenî yüz bin lira kıymetindedir.

2- Halil Paşa, Nahcivana vâsıl olduktan sonra kızıl kıtaat ile Ermeniler arasında müsademat vaki oldu. Halil Paşadan alınan malûmata nazaran kızıl kumandanlar, Ermenilerin mezaliminden ve tecavüzünden pek ziyade rencide oldukları Ağustos nihayetlerine doğru bir Ermenistan seferini emri vâki yapmak üzere tahşidat ve ihzaratta bulundukları bildiriliyordu. Filhakika yakın emarat belirdi. Fakat nihayeti gelmedi, bilakis Çulfa hattının Ermenilere teslimi lüzumuna dair olan mukarrerat tekrar ve teyit olunmağa başlamıştır. Bu hali Lehistan‘ın mağlubiyetine atfediyoruz, maahaza Halil Paşa acele Bakûya dönmüş ve henüz neticei mesai ve teşebbüsatından yeni bir haber vermemiştir.

3- Biz bu ahvalden Bolşeviklerin malzemece pek fakir ve sulha teşne olduklarını, ihzar ettikleri Lehistan seferini muvaffakiyetle bitirme müyesser olunca Garplılarla hemen uyuşmak fikrinde bulunduklarını istidlal eyledik. Bize karşı dost ve teveccühkâr görünerek hem efkârı âlemi İslâm, hem İngiliz efkârı üzerinde tesir yapmak ve bu tesiratı muhafaza için muztar kalırlarsa bize asgari muavenetlerde bulunmak, maahaza bilahare Garplılarla uyuşmak imkânını muhafaza için bizimle kat‘i mukarrerata girmemek hareketini müşahede ettik.

4- Bolşevikler ayni zamanda memleketimizde Bolşevik teŞkilâtı vücude getirmek için fevkalâde faaliyete başlamışlardır. Bakûya gönderdikleri Mustafa Suphi ve arkadaşları vasıtasiyle Türkiye Komünist Merkezi Umumisini ihdas ettirdiler. Tamamen Bolşevik efkârına kazanılan saf ve gayri saf adamlardan sahilin her noktasına çıkardıkları gibi dahilen de Eskişehir‘e ve Ankara‘ya kadar göndermişlerdir. Bunların maksatları memlekette bir inkılâbı içtimai vücuda getirmektir. Bu halde memleket doğrudan doğruya üçüncü enternasyonale, yani Rusya‘ya merbut olacağından Bolşevikler hiç bir taahhüt ve muavenete lüzum kalmaksızın bizi kendilerinden ayrılmış bir hale getirmiş ve Garplılarla siyasi pazarlıklarında daha kuvvetli bir vaziyet elde etmiş olacaklardır. Memleketimizin fikir ve inkılâp tarafdarı olan veya bu perde altında türlü türlü maksatlar peşinde koşan adamları da bu mehaliki farketmeksizin Bolşevik teşkilâtını teshil etmektedirler.

5- Biz bu ahval üzerime evvelemirde memleketi elimizde muhafaza ve ne ıslahat lâzım ise hükümet vasıtasiyle yaparak anarşi ve inkılâp suretiyle Rus‘tâbiiyetine mani olmak ve Moskova‘daki heyeti murahhasamızın müzakeresi müsbet veya menfi bir neticeye iktiran için istical etmek, Ruslar ne muavenet edeceklerse miktarına bakmıyarak kabul etmek, Ermenilerle müsait bir muharebe vermek ve Azerbaycan‘la ittisali emri vâki yapmak için Rusların muvafakatine raptı hareket etmemek kararlarını ve talimatlarını verdik. Bundan sonra heyetten Trabzon vasıtasiyle aldığımız yeni bir raporda ahitnameden bahsolunmaktadır. Buna nazaran Van, Bitlis ve Muş taraflarında Ermenilere terki arazi mevzuubahs olduğu görülmektedir. Makine başında bizimle muhabere ederek meseleyi bir neticeye isal için Yusuf Kemal Bey Trabzon‘a gönderilmiş ve ayrıca malzeme ve paranın denizden yola çıkarıldığı bildirilmiştir. Bu daha ziyade ümitbahş yeni bir vaziyettir ki, Yusuf Kemal Bey geldikten sonra mahiyeti anlaşılacaktır.

6- Rusya cephesi bu halde iken Ağustos bidayetinde İzzet Paşadan ve o vasıta ile İngiliz karargâhı umumisinden bir Binbaşı imzasıle gelen tahriratta kontrolümüz altındaki menatıkta bulunan üseranın iadesi meselesini müzakere etmek üzere mülakat talep olunmuştur, İngiliz Binbaşısına cevap vermedik. İzzet Paşaya verdiğimiz cevapta kendisi vasıtasiyle müzakere mümkün olacağını imâ ve ihsas eyledik. Bundan sonra (Miliçı) nin Kâzım Paşa ile mülakat arzusu çıktı. Bunu da İzzet Paşa vasıtasına irca ettik. Nakıs olarak İzzet Paşaya atfen alınan malûmatta elyevm mevkuf bulunan Galip Paşanın memuren tarafımıza gönderileceği bildirilmiştir. Rus meselesi bir neticei kat‘iyeye iktiran edinceye kadar İngilizlerle böyle gayet hafif bir temas imkânını muhafaza etmek istiyoruz.

7- Buraya kadar olan hâdisatı bu maddede hulâsa ve tekrar etmek isterim. Ermeni davası gerek Garp ve gerek Rus milletleri nezdinde kuvvetlidir. Hristiyanlık namına vukua gelecek tecavüzatın Garp ve ġarktan hoş görülemiyeceği muhakkaktır, İngilizler nasıl dahili propaganda ile memleketimizi kısmen ellerine geçirmişler ve geçirmek istiyorlarsa, Ruslar da her şeyden evvel dahili sademat ile memleketimizi ellerine geçirmek istiyorlar.

Gerek Garp ve gerekse şarka karşı dahilden inhidama mâni olarak Yunan taarruzunun herhangi bir hatta tevkifine muvaffak olabilirsek dâvamızı halledecek istiklâli kararını bulacağımız muhakkaktır.

8- İzahatımdan anlaşılmıştır ki, bilâ kayd-ü şart Rus tâbiiyeti demek olan dahildeki komünizm teşkilâtı gaye itibariyle tamamen bizim aleyhimizdedir. Gizli komünizm teşkilâtını her surette tevkif ve teb‘it etmek mecburiyetindeyiz. Mecliste ahiren meydana çıkan halk zümresi bizim tanıdığımız arkadaşlardır. Bunlar memlekette bir içtimai inkılâbın kısmen olsun lüzumuna kani olanlardır. Bu teşebbüsün mehalikini ihata edememektedirler. Hükümetten ayrı bir zümre yapmaktan vazgeçirmek istedik, mümkün olamadı. Fakat şimdi halkçılık programı altında hükümetçe bir program kabul ettik. Halk zümresi kendiliğinden dağılmış gibidir. Hacı Şükrü Bey gibi birçok arkadaşlar hafi bir tarzda başladıkları Yeşil Ordu teşkilâtı ile oynadılar. Bunu tevkif etmelerini kendilerine ihtar ettim. Kendi arzularını suhuletle terviç ettirmek isteyen bir takım kimseler hilekârane bir surette komünizm vesaire teşkilâtına taraftar olduğunu daima neşrediyorlar. Fakat yanlıştır. Vaziyetin arzettiğim gibi Şark veya Garp ile muayyen bir neticeye varmadan inkılâbattan içtinap etmek ve bilmünasebe Mustafa Suphi Yoldaşa da yazdığım veçhile ne yapılacak ise hükümet vasıtasiyle yapmaktır. Bittabi komünizm ve Bolşevizme alenen aleyhtarlığı muvafık görmem.

Büyük Millet Meclisi Reisi

Mustafa Kemal

 

Kaynakça:

1- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk

Araştırma Merkezi, Ankara, 2007

2-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008

3-Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün tamim,telgraf ve beyannameleri IV, 2006

4- Salih Karaoğlu, Kurtuluş Savaşı Destanı, 2010

Yorumlar