20 ŞUBAT 1920 CUMA - Fevzi Paşa'ya cevap

20 ŞUBAT 1920 CUMA


Mustafa Kemâl, Harbiye Nazırı Fevzi (Çakmak) Paşa’nın 19.2.1920 tarihli telgrafına cevap gönderir: “...Millî mevcudiyetimizin korunması ve hayat ve bağımsızlığımızın kurtarılması zaruretlerinden doğan Kilikya, İzmir millî cephelerinde milletimizin şimdiye kadar döktüğü kan, yaşamak hususundaki tarihî kararının büyüklük derecesini ispata kâfi olduğundan millî emellere uygun bir barışa kavuşacağımızı ümit ettirmektedir. Memlekette tabiî huzurun meydana gelişi, ancak böyle bir barışa kavuşmakla mümkün olacaktır.” (a)

Mustafa Kemâl, Batı Trakya müslümanları ve Suriye ile ilgili haberler hakkında bir telgraf gönderir. (b)

Mustafa Kemâl, Talât Paşa’nın Berlin’den gönderdiği 22 Aralık 1919 tarihli mektubuna cevap yazar.

General Milne, Harbiye Nazırlığına verdiği bir muhtırada, İstanbul, İzmir, Çanakkale ve diğer bütün kıyılardaki silah ve cephane depolarının korunması görevinin Türklerden alınarak İngiliz görevlilere verilmesini ister.


(a)

Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretlerine

Payıtaht-ı Saltanatın Devlet-i Osmaniyede bırakıldığına ve fakat Ermeni kıtaliyle Yunanlılar da dahil olduğu halde mu‘telifîn kuvvetlerine karşı tarafımızdan yapılan harekâtın heman ta‘tîline ve aksi takdirde şerait-i sulhiyemizin tebeddül etmesinin muhakkak bulunduğuna dair İngiliz Mümessil-i Siyasîliği tarafından Hükûmet-i Seniyeye resmen vaki olan tebligat-ı şifahiye hakkında kolordulara tebliğ buyurulan tamim suretinden haberdar ettirilmekliğimiz hususundaki lütuf ve nezaketinize arzı teşekkür ederiz. Malûm-u samîleridir ki İngiltere Devlet-i Fahîmesi Dersaadet Mümessil-i Siyasîsinin Ermeni kıtali hakkındaki beyanatı mevkie mutabık değildir. Cenub menatık‘ı işgaliyesindeki Fransız kuvvetleri tarafından teslih edilen Ermeniler Fransa himayesinde cebredilerek bulundukları mahallerdeki İslâmlara tasallut etmekte ve intikam fikriyle her tarafta bîrahmane bir surette katl ve imha siyasetine salik olmaktadırlar. Maraş hâdise ve faciası bu sebebten zuhur etmiş ve Genarel Keret‘in Fransız kuvvetleriyle birleşen Ermeniler top ve mitralyözlerle Maraş gibi kadîm bir İslâm beldesini hâk-ile yeksan etmişler ve binlerce âciz ve masum valide ve çocukları kahr ve imha kılmışlardır. Tarihte emsali namesbuk olan bu vahşetin faili Ermeniler olup Müslümanlar ancak muhafazai namus ve hayat kaydiyle mukavemet ve müdafaada bulunmuşlardır. Yirmi gün devam eden Maraş katliamında müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların bu hâdise hakkında Amiral Bristol‘a çektikleri telgraf facia müsebbiplerini gayrikaabil-i tekzip bir surette tâyin etmektedir. General Keret‘in ricatiyle neticelenen bu muharebelerden sonra Kuvayi Milliyeye arz-ı teslimiyet eden muharib Ermeni kuvvetlerine karşı bir ceza tatbik etmeyüp bilâkis onları sinei şefkat ve himayesine alan milletimizin uluvvü-cenabını Maraş Ermenileri de minnet ve şükran ile yâdetmektedirler. Şu halde Ermenilerin fikr-i intikam ve tecavüzleri neticesi hâsıl olmuş bâzı vekayi var ise bunun mes‘uliyeti milletimize değil bizzat Ermeni milletine ve onun muharriklerine ait olmak lâzım gelir. Adana Vilâyeti dahilinde Müslümanların Fransızlar tarafından tepeden tırnağa kadar teslih edilen Ermeni süngülerinin tehdidi altında her dakika katliama mâruz bir vaziyette kalmaları asabiyetimizin derecesini izaha kâfidir zannederiz. Hayat ve istiklâlinin muhafazasından başka birşey istemiyen islâmlara karşı tatbik edilen bu zulm ve imha siyaseti hükûmet-i mütemeddinenin nazarı dikkat ve insafını celbedecek bir mahiyet almışlardır. Sulhumuzun taht-ı tezekkürde bulunduğu şu anların nezaket-i harikul‘âdesi hasebiyle neticeye bir sükûn-u mütevekkilâne ile intizar edileceği şüphesizdir. Memleketimizin her tarafında emniyet ve asayiş emsali namesbuk bir surette hükümfermadır. Mevcudiyet-i milliyemizin muhafazası ve hayat ve istiklâlimizin kurtarılması zaruretlerinden inbias eden Kilikya, İzmir millî cephelerinde şimdiye kadar döktüğü kan yaşamak hususundaki azm-i tarihiyesinin derecei azametini ispata kâfi olduğundan âmal-i milliyeye mutabık bir sulha nailiyetimizi ümit ettirmektedir. Memlekette sükûnu tabiinin husulü ancak böyle bir sulha nailiyetle mümkün olacaktır. Âtinin meşkûkiyet ve müphemiydi içinde heman da‘va-yı millîden feragat mümkün olamayacağını yalnız İstanbul‘un değil Boğazların ve İzmir, Adana ve havalisinin dahi hâkimiyet-i Osmaniye dahilinde ibkası icabettiği, Harekât-ı Millînin derhal ta‘tilini talep eden İngiliz Mümessili Siyasîsine taraf-ı devletlerinden iblâğ edilmiş olacağını şüphesiz addeder ve âmal-i milliye dahilinde bir sulhün akdine muvaffakiyetinizi düa ile hürmetlerimizi arz ve takdim eyleriz Efendim.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

(b)

Batı Trakya müslümanları ve Suriye haberleri
(20. II. 1920)
Müdafaai Hukuk Sivas Heyeti Merkeziyesi Riyaseti Aliyesine

Garbi Trakya‘da ahalii İslâmiyenin maneviyatının gayet yüksek olduğu ve hiçbir Müslümanın lemuslûhaten dahi hükümete müracaat etmemekte bilhassa şimal kısmında vaziyetin çok müşevveş olduğu ve Yunan ve Sırpların Bulgar hudutlarını set eyledikleri Makedonya‘nın muhtelif mevakiinde Bulgar çeteleriyle Yunanlılar arasında üç müsademe vuku bulduğu, Yunanistan vaziyeti dahiliyesinin buhranlı olduğu, Gunaris ve Kral taraftarları Venizelos aleyhinde tahrikat yaptıklarından ve zâbitan ve efraddan büyük bir kısmının muhalifler meyanında bulunmalarından İzmir‘deki Yunan ordusunda kuvvei maneviyenin pek bozuk olduğu, Garbi Trakya‘dan İzmir‘e sevk edilecek Yunan kıtaatı efradının şevke mutavaat etmedikleri ve Dersaadette ve Trakya‘da Yunan tahrikatı devam eylemekte bulunduğu, tab‘ayı Osmaniyeden olup Yunan ordusunda askerlik etmek üzere Yunanistan‘a gönüllü olarak giden Rumların firar etmekte oldukları, Hayfa-Şam şimendifer hattına Araban tarafından daima tecavüzat yapılmakta olduğu, Suriye‘nin işgal altında bulunan sair mahalleriyle beraber Cebelü Lübnan‘da da ahalinin Fransızlara mütearrız bulundukları, Hindistan ve Mısırda ahvalin hali tabiide bulunmadığı müstahberdir. 20/2/36

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal


Kaynakça:

1- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk
Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
2-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
3- Salih Karaoğlu, Kurtuluş Savaşı Destanı, 2010
4-Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi,  Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, 2006




Yorumlar