16
KASIM 1919 PAZAR
Temsil
Heyeti üyeleri ve bir kısım komutanlar (Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa gibi) Ali Mustafa Kemâl’in başkanlığında Sivas’ta
toplanırlar. (Bu görüşmeler 28 Kasım 1919’a kadar devam etmiştir) Gizli olarak yapılan toplantıda, Meclis’in
açılma yeri, İstanbul Hükümetiyle ilişkiler, milli örgütlerin durumu gibi
konular ele alınır. Mustafa Kemâl’in “Millî Meclis’in her türlü güvenlik
şartlarını taşıyan bir yerde toplanması gerekir” sözlerine karşın, hükümetin ve
padişahın ısrarları da göz önüne alınarak Meclis’in -sakıncalı olmakla
birlikte- İstanbul’da toplanması kabul edilir.
Mustafa
Kemâl, Antep, Maraş ve Urfa’nın İngiliz işgalinden Fransız işgaline
devredilmesi nedeniyle (*) İtilâf Devletleri temsilcilerine bir protesto metni
gönderir: “...Yunanlılara işgal ettirilen Aydın vilâyetindeki öldürme ve imha
facialarının şimdi de Ermenileri âlet eden Fransızların işgal ettiği Adana
vilâyetinde, Maraş, Urfa ve Antep’te aynen işlenmesi, bütün bu siyasî haksızlıklara
bir ilâve teşkil ediyor. İtilâf Devletleri’nin yapmış ve yapmakta olduğu haksız
davranışları şiddetle protesto eder ve onların memleketimiz ve milletimiz için
daha insanî ve daha adaletli duygulara, arzularıyla dönmelerini temenni ederiz.
Milletimiz, topraklarının ayrılması ve taksimine ve esarete düşmeye razı
olmaktansa bütün maddî ve manevî kuvvetleriyle varlığını ve meşru hukukunu korumada
kararlılıkla devam ve ısrar edecektir. Bu meşru ve kutsal kararda milletimizin
bütün anlamıyla beraber olduğunu İtilâf Devletleri’ne haber vermek isteriz. Bu
hususta milletimizin yükselen meşru sesini duymak istemeyerek tutulan insanlık
dışı yolda devamın verebileceği sonuç, pek acı olabilir!” (a)
Mustafa
Kemâl, Harbiye Nazırı Cemal (Mersinli) Paşa’ya bir telgraf göndererek, Kuva-yi Milliye erlerinin
yedirilme, giydirilme, donatım ve gereken silâhlarının Nezaret’çe temin
edilmesini ister. (Cemal Paşa’nın buna cevabı 24.11.1919 tarihinde olacaktır)
Refet
(Bele) Bey Denizli’ye giderek cephenin durumunu inceler. Kendisi Temsil Heyeti
tarafından Aydın Cephesi’nin başına getirilir.
Milli
Kuvvetlerle Anzavur kuvvetleri Balıkesir yöresinde çarpışır, Anzavur
Susurluk’tan kaçar.
(a)
Ayıntap,
Maraş, Urfa’nın Fransızlar tarafından işgali üzerine yayınlanan protesto
16.
XI. 1919
Protestoname
İngilizler
tarafından mütarekename ahkâmına mugayir olarak işgal edilmişken ahiren tahliye
olunan Ayıntap, Maraş ve Urfayı bu kere de Fransızlar işgal etti. Bundan anlaşıldığına
göre Düveli İtilâfiye milletimizi vatanımızın en güzel parçalarından mahrum
bırakmak hakkındaki mütekabil tasmimat ve tasavvurattan bir türlü sarfınazar
edemiyorlar. Sulh Konferansının mukarreratına intizar etmeksizin sureti
zahirede muvakkat ve ihtiyati bir işgaldir, diyerek projelerini tatbik
ediyorlar. Osmanlı devletinin yedi asırlık şaşalı bir hayatı tarihiyeye ve seri
ve kuvvetli bir inkişafı teceddüdün bütün esbab ve anasırına malik olduğunu
nazarı dikkate almak istemiyorlar. Vatanımızın uzviyetinden koparılacak
parçalarla beyinlerinde tevzini menafie çalışıyorlar. Düveli İtilâfiyenin
hareket ve tatbikatı vakıası gayrı insani olduktan başka adaleti tabiiyeyi ve
sulh kongresinde kemali azamet ve haşmetle ilân edilmiş olan esasatı ve
Türkiye‘ye bütün cihan muvacihesinde Wilson prensiplerinin on ikinci maddesiyle
edilen vaadleri pamâl etmektedir. Türkiye‘nin taksimine yol bulmak emeliyle
Yunanlılara işgal ettirilen Aydın vilâyetindeki kıtal, tazyik ve imha
fecaatlarının şimdide Ermenileri alet eden Fransızların işgal ettiği Adana
vilâyetinde, Maraş, Urfa ve Ayıntap‘ta aynen ikaı bütün bu siyasi haksızlıklara
bir zamime teşkil ediyor. Düveli itilâfiyenin bugüne kadar yapmış ve yapmakta
olduğu muamelâtı hakşikenaneyi kemali şiddetle protesto eder ve onların
memleketimiz ve milletimiz için daha insanî ve daha adaletkâr hissiyane
arzulariyle avdet etmelerini temenni öderiz. Milletimiz katı ve taksimi uzvuna
ve zilleti esarete razı olmaktansa bütün kuvayı maddiye ve maneviyesiyle
mevcudiyet ve hukuku meşruasını müdafaada azimkârane devam ve sebat edecektir.
Bu meşru ve ulvi kararda milletimizin bütün manasiyle müttehid olduğundan
Düveli İtilâfiyeyi haberdar etmek isteriz. Bu hususta milletimizin yükselen
sadayı meşruunu duymak istemiyerek tutulan tariki gayrı insanide devamın
verebileceği netice pek elim olabilir. Ve bu halin yalnız birkaç memlekete
değil, belki iki büyük cihana sirayetinden korkulur. Bittabi böyle bir felâketi
azimenin hamule mesuliyeti Cenabı hakkın ve âlemi insaniyetin huzurunda İtilaf
devletlerine aid kalır. Bu sözlerimizle hukuku mevcudiyetini müdafaadan başka
bir gaye takib etmeyen milletimizin amali müttehidesine tercüman oluyoruz. Meşru
feryadımızın bütün haksızlıklara rıza göstermiyeceklerine emin bulunduğumuz
Avrupa ve Amerika milletlerine sima edilmesini isteriz.
Anadolu
ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa
Kemal
(*) Mondros
Mütarekesi’ni takip eden günlerde İngilizler, 6 Aralık 1918’de Kilis, 1 Ocak
1919’da Antep, 22 Şubat 1919’da Maraş, 24 Mart 1919’da ise Urfa’yı işgal etmişlerdi.
Bu durum Fransa ile İngiltere arasında sorun oluşturmuştu. Çünkü bu bölgeler Sykes-Picot
Antlasması’na göre Fransa’ya ait olacaktı. Sorun 15 Eylül 1919’da Fransa ile İngiltere
arasında imzalanan Suriye Antlasması ile çözülebilmiş ve İngilizler, Musul’a karsılık
olarak, 1919 yılının Kasım başlarında, işgal ettikleri bölgeyi tahliye ederek tamamen
Fransızlara bırakmışlardır.
Kaynakça:
1- Utkan
Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk
Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
2-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
3- Salih Karaoğlu, Kurtuluş Savaşı Destanı, 2010
4-Atatürk
Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri
IV, 2006
Yorumlar
Yorum Gönder