Mustafa Kemâl Paşa 28 Mayıs günü valilere,
mutasarrıflıklara ve kolordulara gönderdiği genelgenin (Havza Genelgesi)
yanısıra bir yandan kolordulara ayrı telgraf göndererek orduları direniş için
hazırlamaya çalışıyordu. Bu anlamda 29 Mayıs günü Sivas, Erzurum ve Ankara’da
bulunan 3, 15 ve 20. Kolordu Komutanlıklarına aşağıdaki telgrafı gönderir.
Telgrafta özet olarak, İtilaf devletlerinin haksız siyaset uyguladıklarını,
milletin esaretten kurtarılmasının ancak kararlı ve namuslu ellerin milleti
bağımsızlığını savunmaya sevk etmesiyle mümkün olacağını ve bu görevin uzmanlık
alanı olması nedeniyle askerlere (kendilerine) düştüğünü belirtir. Mustafa Kemâl
Paşa telgrafın devamında Karadeniz’de ve Doğu Anadolu’da olabilecek işgaller ve
bu işgallere karşı nasıl karşılık verilmesi gerektiğinden bahseder ve
hazırlıklar yapılmasını emreder.
Yunan ordusu Ayvalık’ta bir yandan Alibey
adası üzerinden kuzey tepelere bir yandan da doğrudan körfeze çıkarma yaptı.
Direnmeye çalışan Yarbay Ali (Çetinkaya) Bey komutasındaki 172. Alay çarpışarak
geri çekilmek zorunda kaldı. Yerli müslüman halk zaten günler önceden Gömeç’e
göç ettirilmişti. 15 Mayıs günü İzmir’in
işgali ile başlayan Yunan işgaline karşı ilk defa Ayvalık’ta bir askeri birlik direnmeye
çalışmış idi.
Kasaba (Turgutlu) işgal edildi. Turgutlu
kaymakamı işgal kuvvetlerine fazlasıyla kolaylık sağladı. İşgal kuvvetlerinin
isteği üzerine Albay Bekir Sami (Günsav) Bey İstanbul’a çağrıldı. İzmir ve
çevresini koruma görevi 14. kolorduya verildi. Denizli’de Müdafaa-i Hukuk ve
Redd-i İlhak Cemiyeti kuruldu.
Mustafa
Kemâl Paşa’nın gönderdiği telgrafın tam metni:
Onbeşinci
Kolordu Kumandanlığına
Havza
29.5.335
1- İtilâf devletlerinin milletimize itisâfkar bir siyaset
tatbik ve istiklâli millimizi ve devletimizi idama mahkûm etmekte oldukları tahakkuk
etmiştir, İzmir, Manisayı Yunanlılara işgal ettirmekle başlayan son icraatı
zalimaneleri, İtalyanların Antalya ve Konya taraflarında işgali askerilerini
tevsi etmeleri ile bir kat daha vahim bir şekil alacak. Samsun ve Trabzon gibi Bahri
siyah mahreçlerimizin de aynı akibete uğratılması tedarikâtma başladıkları anlaşılıyor.
Ermenistan hülyası sahai hakikata iktiran ettirilerek hakkı hayatı millimize
bir darbei idamın indirilmesi bait değildir. Kavi bir surette tahtı işgalde
bulunan makamı Hilâfet ve merkezi hükümette İtilâf mümessillerinden adeta esir
muamelesi gören hükümeti merkeziyenin ima eylemek suretiyle taşraya ahiren işittirdiği
sesi bizlere bulunduğumuz elim vaziyeti siyasiyeyi pekâlâ ihsas eyledi.
Milletin esaretten tahlisi, hâkim ve müstakil olarak topraklarımızda yaşayabilmesi
ancak azimkar ve namuslu ellerin milleti kısa ve doğru yoldan müdafaai hukuk ve
istiklâle şevkiyle kabil olacaktır. Memurini mülkiyenin şayanı itimat zevatiyle
el ele vererek istiklâlimizin müdafaası emrinde teşkilâtı lâzımeye (bittabi
mahrem) ve harice karşı gayrı mahsus bir surette tevessül kılınmasını zaruri
addediyorum. Bu husus, ihtisası dolayısiyle biz askerlerin uhdei
vatanperveranesine terettüp etmektedir.
2- Vilâyatı Şarkiyede ecnebi işgalini iki şekilde tasavvur
etmekteyim. Ya Karadeniz sahilindeki Rum ahalisi isyan ederek cumhuriyet ilân
ve bir taraftan da kuvvetli dahili ve bilhassa harici çeteleri vilâyatımızı
taraç edecektir. Buna karşı mukabele, jandarma ve asker müfrezeleriyle ve
Kemâli şiddetle takibat yapacağız. Ve İslâm köylüleri de ellerindeki
silâhlariyle köylerini bizzat müdafaa edecektir. Veyahut böyle bir isyanla
gerek müteradif olsun ve gerekse
olmasın, sahile ufak veya büyük ecnebi kuvvetleri çıkarken sahilde yerleşecek
ve belki dahile de sarkacaktır. Çıkan yalnız Yunan kuvveti olursa ahali ve
kuvai askeriyemizle tardı çaresine tevessül olunabilir. Diğer itilâf
devletlerinin kıtaatı olursa sahilde yerleşmelerini tavik ve dahilde
mukabelenin de zirdeki suretle ve mitingler ve tezahüratı günagûn ile milli
protestolar yapılabilir. Fakat bu kuvvetlerin dahile sarkmasına yani
memleketimizi bilfiil istilâ eylemelerine karşı bittabi halk ve asker yekvücut
olarak fiilen silâhla müdafaayı istiklâle uğraşacaktır.
Bu ihtilâllerle beraber şarktan Ermenistan ve Gürcistan
cihetlerinden vuku bulacak tecavüzatın nazarı dikkate alınarak başlıca
istikametleri gerilla tarzında müdafaası hususunun şimdiden ihzarı, sahile
yakın olup ecnebi kontrollerinden hariç kalmış mahallerdeki esliha, cephane ve
teçhizat ve malzemei sıhhıye-i askeriyenin sureti münasebede sezdirilmeden
dahile nakillerinin temini hatta kontrole tâbi olanlarının da vaziyeti katiye-
halinde kaçırılmasının şimdiden ihzarı. Köylerin vaziyetine göre halkın kendi
köyünü müdafaa veyahut civar kıtaatı askeriyeyi de takviye etmelerine göre
ihzaratı lâzimeye tevessül ve bunun için esliha ve cephanenin ve tarzı iaşenin
vaktiyle kararlaştırılması ve kıtaat mevcutlarının tezyidi ve kıtaat yedinde
mevcut eslihanın mümkün mertebe tevhidi, levazım, mevadı iaşe esbabının emniyet
ve cephanenin tarzı ikmali, mühim güzergâhlardaki inşaatı cesimenin icabında
tahrip edilmek üzere ihzarı gibi hususatın şimdiden teemmüliyle son derece
mahrem bir tarzda ikmali lâzımdır.
Yirminci Kolordunun garptan şarka ve Onikinci
Kolordunun Adana havalisinden şarka gelen istikametleri temin eylemesine
ihtiyaç olacağı mütalâasındayım. Hususatı maruzeye dair mütalâatı aliyelerinin
iş‘ar buyurulmasını rica ederim.
3- Yalnız mahrem olarak Üçüncü, Onbeşinci, Yirminci
Kolordu Kumandanlıklarına yazılmıştır.
Dokuzuncu Ordu Müfettişi
Mustafa Kemâl
Kaynakça:
1-Kaynakçalı Atatürk günlüğü, http://atam.gov.tr/wp-content/uploads/KAYNAKÇALI- ATATÜRK-GÜNLÜĞÜ1.pdf
2-https://www.samsun2019.com.tr/icerik/78/ataturkun-samsun-gunleri/
3-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
4-Alev Coşkun, Kuvâ-yı Milliyenin kuruluşu,
1996
5- Salih Karaoğlu, Kurtuluş Savaşı Destanı, 2010
6- Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma
Merkezi, Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve
Beyannameleri IV, 200
Yorumlar
Yorum Gönder