29 MAYIS 1919 PERŞEMBE

29 MAYIS 1919 PERŞEMBE

Mustafa Kemâl Paşa 28 Mayıs günü valilere, mutasarrıflıklara ve kolordulara gönderdiği genelgenin (Havza Genelgesi) yanısıra bir yandan kolordulara ayrı telgraf göndererek orduları direniş için hazırlamaya çalışıyordu. Bu anlamda 29 Mayıs günü Sivas, Erzurum ve Ankara’da bulunan 3, 15 ve 20. Kolordu Komutanlıklarına aşağıdaki telgrafı gönderir. Telgrafta özet olarak, İtilaf devletlerinin haksız siyaset uyguladıklarını, milletin esaretten kurtarılmasının ancak kararlı ve namuslu ellerin milleti bağımsızlığını savunmaya sevk etmesiyle mümkün olacağını ve bu görevin uzmanlık alanı olması nedeniyle askerlere (kendilerine) düştüğünü belirtir. Mustafa Kemâl Paşa telgrafın devamında Karadeniz’de ve Doğu Anadolu’da olabilecek işgaller ve bu işgallere karşı nasıl karşılık verilmesi gerektiğinden bahseder ve hazırlıklar yapılmasını emreder.

Yunan ordusu Ayvalık’ta bir yandan Alibey adası üzerinden kuzey tepelere bir yandan da doğrudan körfeze çıkarma yaptı. Direnmeye çalışan Yarbay Ali (Çetinkaya) Bey komutasındaki 172. Alay çarpışarak geri çekilmek zorunda kaldı. Yerli müslüman halk zaten günler önceden Gömeç’e göç ettirilmişti. 15 Mayıs günü İzmir’in işgali ile başlayan Yunan işgaline karşı ilk defa Ayvalık’ta bir askeri birlik direnmeye çalışmış idi. 

Kasaba (Turgutlu) işgal edildi. Turgutlu kaymakamı işgal kuvvetlerine fazlasıyla kolaylık sağladı. İşgal kuvvetlerinin isteği üzerine Albay Bekir Sami (Günsav) Bey İstanbul’a çağrıldı. İzmir ve çevresini koruma görevi 14. kolorduya verildi. Denizli’de Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyeti kuruldu.

Mustafa Kemâl Paşa’nın gönderdiği telgrafın tam metni:

Onbeşinci Kolordu Kumandanlığına
Havza
29.5.335

1- İtilâf devletlerinin milletimize itisâfkar bir siyaset tatbik ve istiklâli millimizi ve devletimizi idama mahkûm etmekte oldukları tahakkuk etmiştir, İzmir, Manisayı Yunanlılara işgal ettirmekle başlayan son icraatı zalimaneleri, İtalyanların Antalya ve Konya taraflarında işgali askerilerini tevsi etmeleri ile bir kat daha vahim bir şekil alacak. Samsun ve Trabzon gibi Bahri siyah mahreçlerimizin de aynı akibete uğratılması tedarikâtma başladıkları anlaşılıyor. Ermenistan hülyası sahai hakikata iktiran ettirilerek hakkı hayatı millimize bir darbei idamın indirilmesi bait değildir. Kavi bir surette tahtı işgalde bulunan makamı Hilâfet ve merkezi hükümette İtilâf mümessillerinden adeta esir muamelesi gören hükümeti merkeziyenin ima eylemek suretiyle taşraya ahiren işittirdiği sesi bizlere bulunduğumuz elim vaziyeti siyasiyeyi pekâlâ ihsas eyledi. Milletin esaretten tahlisi, hâkim ve müstakil olarak topraklarımızda yaşayabilmesi ancak azimkar ve namuslu ellerin milleti kısa ve doğru yoldan müdafaai hukuk ve istiklâle şevkiyle kabil olacaktır. Memurini mülkiyenin şayanı itimat zevatiyle el ele vererek istiklâlimizin müdafaası emrinde teşkilâtı lâzımeye (bittabi mahrem) ve harice karşı gayrı mahsus bir surette tevessül kılınmasını zaruri addediyorum. Bu husus, ihtisası dolayısiyle biz askerlerin uhdei vatanperveranesine terettüp etmektedir.

2- Vilâyatı Şarkiyede ecnebi işgalini iki şekilde tasavvur etmekteyim. Ya Karadeniz sahilindeki Rum ahalisi isyan ederek cumhuriyet ilân ve bir taraftan da kuvvetli dahili ve bilhassa harici çeteleri vilâyatımızı taraç edecektir. Buna karşı mukabele, jandarma ve asker müfrezeleriyle ve Kemâli şiddetle takibat yapacağız. Ve İslâm köylüleri de ellerindeki silâhlariyle köylerini bizzat müdafaa edecektir. Veyahut böyle bir isyanla gerek müteradif  olsun ve gerekse olmasın, sahile ufak veya büyük ecnebi kuvvetleri çıkarken sahilde yerleşecek ve belki dahile de sarkacaktır. Çıkan yalnız Yunan kuvveti olursa ahali ve kuvai askeriyemizle tardı çaresine tevessül olunabilir. Diğer itilâf devletlerinin kıtaatı olursa sahilde yerleşmelerini tavik ve dahilde mukabelenin de zirdeki suretle ve mitingler ve tezahüratı günagûn ile milli protestolar yapılabilir. Fakat bu kuvvetlerin dahile sarkmasına yani memleketimizi bilfiil istilâ eylemelerine karşı bittabi halk ve asker yekvücut olarak fiilen silâhla müdafaayı istiklâle uğraşacaktır.

Bu ihtilâllerle beraber şarktan Ermenistan ve Gürcistan cihetlerinden vuku bulacak tecavüzatın nazarı dikkate alınarak başlıca istikametleri gerilla tarzında müdafaası hususunun şimdiden ihzarı, sahile yakın olup ecnebi kontrollerinden hariç kalmış mahallerdeki esliha, cephane ve teçhizat ve malzemei sıhhıye-i askeriyenin sureti münasebede sezdirilmeden dahile nakillerinin temini hatta kontrole tâbi olanlarının da vaziyeti katiye- halinde kaçırılmasının şimdiden ihzarı. Köylerin vaziyetine göre halkın kendi köyünü müdafaa veyahut civar kıtaatı askeriyeyi de takviye etmelerine göre ihzaratı lâzimeye tevessül ve bunun için esliha ve cephanenin ve tarzı iaşenin vaktiyle kararlaştırılması ve kıtaat mevcutlarının tezyidi ve kıtaat yedinde mevcut eslihanın mümkün mertebe tevhidi, levazım, mevadı iaşe esbabının emniyet ve cephanenin tarzı ikmali, mühim güzergâhlardaki inşaatı cesimenin icabında tahrip edilmek üzere ihzarı gibi hususatın şimdiden teemmüliyle son derece mahrem bir tarzda ikmali lâzımdır.

Yirminci Kolordunun garptan şarka ve Onikinci Kolordunun Adana havalisinden şarka gelen istikametleri temin eylemesine ihtiyaç olacağı mütalâasındayım. Hususatı maruzeye dair mütalâatı aliyelerinin iş‘ar buyurulmasını rica ederim.

3- Yalnız mahrem olarak Üçüncü, Onbeşinci, Yirminci Kolordu Kumandanlıklarına yazılmıştır.

Dokuzuncu Ordu Müfettişi
Mustafa Kemâl


Kaynakça:

1-Kaynakçalı Atatürk günlüğü, http://atam.gov.tr/wp-content/uploads/KAYNAKÇALI- ATATÜRK-GÜNLÜĞÜ1.pdf
2-https://www.samsun2019.com.tr/icerik/78/ataturkun-samsun-gunleri/
3-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
4-Alev Coşkun, Kuvâ-yı Milliyenin kuruluşu, 1996
5- Salih Karaoğlu, Kurtuluş Savaşı Destanı, 2010
6- Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi,  Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, 200





Yorumlar