22 MAYIS 1919 PERŞEMBE

22 MAYIS 1919 PERŞEMBE

Mustafa Kemâl Paşa yanındaki birkaç kurmay subayı, Samsun İngiliz Siyasi Temsilcisi Yzb. Horst, Askeri Denetim Memuru Yzb. Zolther ve Siyasi Denetim Memuru Yzb. Mill ile bölge asayişi hakkında görüştürür. Görüşmelerden edindiği kanaat ve bilgileri aynı gün başka bir rapor ile Sadaret Makamına iletmiştir. Söz konusu raporunda Mustafa Kemal paşa 21 Mayıs 1919 tarihli yazısında bahsettiği Samsun’daki eşkiyalığın nedenleri ile ilgili hususların İngiliz temsilciler tarafından da doğrulandığını ifade etmiştir. İzmir’in işgaliyle ortaya çıkan durum ile ilgili olarak İngiliz subaylarının ortaya koyduğu Osmanlı Devletinin tek başına Türkiye’yi artık yönetemeyeceği ve yabancı devletlerin desteğine ihtiyaç duyacağına dair kanaatlerinin karşısında kendilerine cevap olarak Samsun’daki asayişsizliğin harp yıllarında Rumlar tarafından başlatıldığını söylemiştir. Rusların buna destek olduklarını ve bunun üzerine bazı Rumların bölgeden göç ettirilmek mecburiyetinde kalındığını belirtmiştir. Bununla birlikte Rumlar siyasi emellerinden vazgeçerlerse, bölgedeki asayişsizliğin ortadan kalkacağını ve Türk milletinin yabancı yönetime katlanamayacağı hususlarını bildirmiştir. Raporunu “Millet birlik olup hâkimiyet esasını, Türklük duygusunu hedef almıştır” şeklinde bitirmiştir.

Raporun orjinali şöyledir:
“Bugün Erkânı Harbiyemden birkaç zatı, suret-i mahsusada Samsun İngiliz siyasi mümessili Yzb. Horst, askeri kontrol memuru Yzb. Zolther ve siyasî kontrol memuru Yzb. Mili ile temas ve mülakat ettirdim. Bu mülakat neticesinde aşağıdaki hususlar arza şayan görülmüştür:

Samsun sancağında şakavetin esbap ve âmilleri tamamen 21 Mayıs 1919 ve 53 numaralı şifre ile arzettiğim kanaat dahilinde olmak üzere bizzat İngilizler tarafından itiraf edilmiştir. İzmir işgaliyle hadis olan müessif vakalara nakl-i kelâm suretiyle İngiliz subaylarını, Osmanlı hükümetinin, Türkiye‘yi kendi kendine idare edemiyeceği, birkaç seneler olsun ecnebi müdahale ve siyanetine müftekir bulunduğu zemininde bir fikir ileri sürmüşlerdir. Kendilerine verilen cevapta, Samsun livasındanki şakavetin harp zamanında Rumlardan başladığı ve Rusların bu şakaveti takviye ve idare eyledikleri ve bu yüzden mühim kıtaların o zaman bu havalide takibatta bulundurulmasına lüzum hasıl olduğu hattâ ordunun müracaatı üzerine hükümetin o zaman, Bafra tehcirini de yapmak zorunda kaldığı, bugün için Rumlar, müslümanları tehyiç ve dilgir eden siyasi emellerinden vazgeçerlerse şakavetin derhal kalkacağı ve bu takdirde İslâm çetelerinin ortadan kaldırılması mümkün ve lüzum görülürse askeri tedbirlerle tenkili tabiî bulunacağı bildirilmiştir. Osmanlı hükümetinin idare tarzı hakkındaki fikirlerine de sırf hususi mahiyette ve zati kanaat olmak üzere, Türklüğün ecnebi idaresine tahammülü olmadığı, İngilizler gibi, en medeni milletlerden mütehassıs zatların müşavir olarak iyi karşılanacağı, Yunanlıların, Osmanlı memleketlerinin hiçbir yerinde hakimiyet hakları olamıyacağı anlatılmıştır. İzmir hakkındaki suallerine de vakanın tamamiyle milli ve hayati bir mesele olduğu ve en basit bir köylü için de böyle telâkki olunduğu ve İzmir‘in Türklerce İstanbul kadar mühim bulunduğu, hiçbir ecnebi, bilhassa Yunanistan gibi hayalperver bir hükümetin işgaline razı olunamıyacağı, kuvvetle yapılan bu işgalin muvakkat bulunacağı, milletin yekvücut olup hakimiyet esasını, Türk duygusunu hedef ittihaz ile hükûmet-i hazıraya bütün ruh ve vücuduyle muti ve münkad bulunduğu sırasiyle teşrih ve teati-i efkâr ve hissiyat mahiyetinde olan bu mülakat hususiyetini muhafa etmiştir.”

Samsun limanına bir İngiliz Generalinin geldiği ve Merzifon’a geçeceği öğrenilir. Ayrıca yanındaki subayların bir kısmının da Tokat, Sivas ve Amasya’ya gideceği öğrenilince Mustafa Kemal Paşa Genelkurmay’a gönderdiği telgrafta İngilizlerin, Hükûmet’in varlığına önem vermeksizin, memleket içerisine kuvvetlerini sevk ettiklerini bildirir ve uyarır: “...Bir gün, her tarafta oldu bittiler karşısında kalınmasının pek ziyade muhtemel olduğunu arz eylerim”

Sadrazam Damat Ferit Paşa, Samsun bölgesindeki asayiş ile ilgili raporlar nedeniyle Mustafa Kemâl Paşa’ya teşekkür telgrafı gönderir.

Selçuk Yunanlılar tarafından işgal edilir. Alaşehir’de belediye başkanının desteği ile gönüllülerden oluşan bir birlik kurulmaya başlanır. Bir gün önce Bandırma’ya geçen ve şehrin Yunan bayrakları ile süslendiğini gören Albay Bekir Sami (Günsav) Bey emir vererek tüm bayrakları indirtir ve halka yaptığı konuşmada; “Müslümanlar! Eğer bu camide çan görmek istemiyorsanız, eğer ailelerinizi Yunan palikaryalarının kucağında görmek istemiyorsanız, haydi silah başına! Bugün ne hükümet ne devlet kalmıştır. Devlet de siz, hükümet de sizsiniz! Ya düşmanları öldüreceğiz bu vatan bize kalacak; ya biz öleceğiz, bu vatanı alanlar burada tek bir Türk bulamayacak. Her yabancı bayrak düşmandır, yırtın ve yakın!” der. Aydın’da 57. Tümen komutanı Alb. Şefik (Aker) Bey halkın silahlanmasını sağlamak için silah deposunun kapılarını kırdırır ve nöbetçisiz bıraktırır. Aynı gün Damat Ferit, Yunan askerlerinin geri alınmasını yerine büyük devletlerin askerlerinin gelmesini ister.

İstanbul Kadıköy’de 20 bin kişinin katılımıyla bir miting yapılır. Mitingte “Ölmeyi bilmeyen yaşayamaz” denilir. Vakit gazetesinde “söz milletindir”, İstiklal gazetesinde ise “tam bağımsızlık” yazılarına yer verilir.


Kaynakça:

1-Kaynakçalı Atatürk günlüğü, http://atam.gov.tr/wp-content/uploads/KAYNAKÇALI- ATATÜRK-GÜNLÜĞÜ1.pdf
2-https://www.samsun2019.com.tr/icerik/78/ataturkun-samsun-gunleri/
3-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
4-Alev Coşkun, Kuvâ-yı Milliyenin kuruluşu, 1996
5- Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, 200



Yorumlar