29 NİSAN 1919 SALI
Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Mustafa Kemal Paşa’yı Harbiye Nezaretine
davet ederek kendisine “Türklerin
Rumlarla yaptığı baskıyı yerinde incelemek ve önlemek üzere Karadeniz bölgesine
müfettiş olarak gönderilmesi”nin kararlaştırıldığını bildirdi.
O günü Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatmıştır: “Bürosunun tam karşısında oturdum. Bir tek kelime söylemeksizin bana
dosyayı uzattı.: “Bunu okur musunuz?” dedi. Dosyayı baştan sona kadar gözden
geçirdim. Özeti şu idi: “Samsun ve çevresinde birçok Rum köyleri Türkler
tarafından hergün tecavüze uğramaktadır. Osmanlı Hükümeti bu vahşi tecavüzlerin
önüne geçememektedir. Bu bölgenin emniyet ve huzurunu temin etmek insaniyet
namına borcumuzdur.” Raporlar İstanbul Hükümetine verilirken bir de protesto
eklenmişti: “Bu tecavüzleri durdurmak gerekmektedir. Eğer siz aciz iseniz,
vazifeyi biz üstümüze alacağız!”
Dosyayı okuduktan sonra Harbiye Nazırının
yüzüne baktım: “Emriniz paşam”, dedim. “Bu böyle midir zannedersiniz?”
“Zannetmiyorum, fakat birşeyler olmak ihtimali vardır.” Bunun üzerine Harbiye
Nazırı asıl konuya geçti: “İşte, böyle midir, değilmidir, evvela bunu ortaya
çıkarmak için oralara bir zatın gidip incelemelerde bulunması gerekmektedir.
Ben Sadrazam Paşa ile (Damad Ferit Paşa) görüştüm. Sizi uygun gördük. Oraya
gidesiniz ve meselenin mahiyetini anlayasınız.” “Memnuniyetle giderim. Ancak
ben oraya Türkler Rumlara zulmediyor mu, etmiyor mu, yalnız bunu anlamak için
mi gideceğim, memuriyetim bu mu olmak lazımdır?” “Evet, konuştuğumuz budur!”
“Pekâlâ, yalnız müsaade buyurursanız memuriyetime bir şekil vermek lazım, sizi
üzmeyeyim, arzu ederseniz Erkân-ı Harbiye Reisinizle görüşerek bunu tespit
edeyim.” “Hay Hay!” dedi.”
Mustafa Kemal Paşa nazırlık makamından ayrıldıktan sonra Genel Kurmay
Başkanı Fevzi (Çakmak) Paşa’nın yanına geçer ancak kendisini makamında bulamaz,
zira kendisi izinlidir. Bunun üzerine Genel Kurmay İkinci Başkanı Kâzım (İnanç)
Paşa’nın yanına gider. Mustafa Kemal Paşa ile Kâzım Paşa Çanakkale Savaşı
günlerinden birbirlerini iyi tanımaktadırlar. Kâzım Paşa Çanakkale Savaşı’nda
5. Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinde bulunmuş idi. 8 Ağustos 1915
günü Alb. Mustafa Kemal’in Anafartalar Grup Komutanlığına getirilmesi öncesinde
ordu komutanı ile yaptığı tarihi telefon konuşması Kâzım Paşa ile Mustafa Kemal
Paşa arasında geçmiş idi. Daha sonra Ağustos 1918’de 7. Ordu
Komutanlığı görevinde iken bağlı olduğu Yıldırım Orduları Grubu Komutanının
(Liman Von Sanders) kurmay başkanı yine Kazım Bey’dir. Burada da Mustafa Kemal
Paşa’nın başarılı geri çekilme hareketi ve orduyu kaybolmaktan kurtarması
sözkonusu olmuştur.
Mustafa Kemal Paşa Kâzım Paşa’ya
görevlendirme ile ilgili konuyu açar. Gidişat ile ilgili bütün
düşüncelerini anlattıktan sonra cümlelerini “Ben zaten şu veya bu şekilde Anadolu’ya geçmek fırsatını arıyordum.
Madem ki onlar teklif ettiler, fırsattan mümkün olduğu kadar yararlanmalıyız”
şeklinde bitirir.
Kâzım Paşa, öncelikle Harbiye Nazırı Şakir Paşa’nın görüşlerini alarak
odaya döner. Mustafa Kemal Paşa ona: “Onlar
ne istiyorlarsa, azamisini ilave ederek bir talimatname kaleme alınız, yalnız
bir noktayı ben not ettireyim” der. Mustafa Kemal Paşa’nın eklenmesini
istediği iki maddeyi şöyle anlatır: “Mümkün
olduğu kadar Anadolu’nun her tarafına emir vermeli idim. İstediğim bir madde,
Samsun’dan başlayarak bütün doğu illerinde bulunan kuvvetlerin komutanı
olmaklığım ve bu kuvvetlerin bulunduğu il ve valilerine doğrudan doğruya emir
vermekliğimdi. Bir başka madde, bu mıntıka ile herhangi bir temasta bulunan
askeri ve idari makamlara yazılı bildirimde bulunabilmekliğimdi.”
Bu kadar geniş yetkiler istemesinden bir şeyler sezinleyen Kâzım Paşa
dayanamaz sorar: “Bir şey mi yapacaksın?”
Mustafa kemal Paşa’nın cevabı açıktır: “Evet…
Bir şey yapacağım. Bu maddeler olsa da olmasa da yapacağım.” Kâzım Paşa
buna gülerek “vazifemiz, çalışacağız”
şeklinde cevap verir.
Kâzım Paşa talimatnamenin taslağını hazırlar ve Mustafa Kemal Paşa
okuduktan sonra bazı düzeltme ve eklemelerle son şeklini verir. Kâzım Paşa
dayanamaz ve “Yetkinin bu kadarı da çok fazla olmaz mı Paşam? Çünkü korkarım
ki, Nazır kabul etmemezlik eder” diyerek uyarıda bulunur.
Kâzım Paşa talimatnamenin yazımını bitirdikten sonra Harbiye Nazırı
Şakir Paşa’ya götürür ve kendisine okur. Şakir Paşa, “Paşa oğlum, siz 9. Ordu Müfettişliği değil, bütün Anadolu’da nüfuz
sahibi bir müfettişlik oluşturmuşsunuz, bu nasıl şey” diyerek şaşkınlığını
belirtir. Kâzım Paşa “Hayır efendim,
müfettişliklerin kendi sınırına komşu kıtalar ve illerle de temasta bulunması
görev alanına ve sorumluluğuna dahildir.” gibi bir açıklamada bulunduysa da
Şakir Paşa pek ikna olmamış olacak ki, imza etmekten kaçınır “imzaya gerek yoktur, yalnız mühürlensin yeter”
der. Kâzım Paşa odasına döner. Mustafa Kemal Paşa Kâzım Bey’in –Nazıra okumuş
olduğu taslakta olmaması nedeniyle- itirazına rağmen talimatnameye son olarak
“Müfettişlik gerek gördükçe doğrudan doğruya Sadrazam Paşa ile muhabere eder”
maddesini de ekletir. Taslak 2 kopya şeklinde temize çekilerek Harbiye
Nazırının makam mührü basılır. Bir kopyayı Mustafa Kemal Paşa alır diğeri Kâzım
Paşa’da kalır. Yıllar sonra Mustafa Kemal Paşa Harbiye Nazırı için “Bu rahmetlide vicdani bir seziş olmak
lazımdı” demiştir.
Mustafa Kemal Paşa o an
hissettiklerini Falih Rıfkı Atay’a yıllar sonra şöyle anlatır: “Ne âlâ şey… Talih bana öyle müsait şartlar
hazırlamış ki, kendimi onların kucağında hissettiğim zaman ne kadar bahtiyarlık
duydum, tarif edemem. Nezaretten çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı
hatırlıyorum. Kafes açılmış, önünde geniş bir alem, kanatlarını çırparak uçmağa
hazırlanan bir kuş gibi idim.”
Atama kararnamesi 29
Nisan günü Harbiye nazırı ve Sadrazam tarafından imzalanmış ve padişaha
sunulmuştur.
Kaynakça:
1-Kaynakçalı Atatürk günlüğü, http://atam.gov.tr/wp-content/uploads/KAYNAKÇALI- ATATÜRK-GÜNLÜĞÜ1.pdf
2-Serkan
Ünal, Mustafa Kemal Paşa’nın mütareke İstanbul’undaki faaliyetleri, Tarih Okulu
dergisi, 2014
3-Alev
Coşkun, Samsun’dan önce bilinmeyen 6 ay, 2009
Yorumlar
Yorum Gönder