11 NİSAN 1919 CUMA - Kâzım Karabekir Paşa ile Mustafa Kemal Paşa görüşmesi

11 NİSAN 1919 CUMA

Bir gün sonra 15. Kolordunun başına geçmek üzere yola çıkmaya hazırlanan Kâzım Karabekir, 11 Nisan Cuma günü Mustafa Kemal Paşa’yı Şişli’deki evinde ziyaret etti. (Kâzım Karabekir Paşa’nın bu göreve atanma tarihi 13 Mart 1919’dur) Kâzım Karabekir, Mustafa Kemal Paşa’yla yaptığı sohbette 15. Kolordu’nun başına geçmek üzere hareket edeceğini söyler ve şöyle devam eder:

“Vaziyetimizin vehametini İstanbul’da durdurmak imkansızdır. Burada [İstanbul’da] ancak İtilafın arzularını uygulamaktan başka bir şey yapılamaz. Halbuki Şark’ta [doğuda] milli bir hükümetin esasını hazırlamak ve ordunun kuvvetini de koruyarak vahim sulh [barış] şartları karşısında milli istiklalimizi kurtarmak için mücadeleye girişmek mümkündür. İtilaf Devletleri’nin Anadolu istilasına kalkışacaklarını [işgal edeceklerine] ümit etmiyorum. Çünkü işgal amaçları olsa ellerindeki büyük kuvvetlerin gerek Dicle ve gerekse de Fırat boylarından ve her tarafı kuvvetsiz sahillerimizden muzafferâne yürüyüşlerine ne engel vardır? Bence muharebenin fazla devamına muktedir değillerdir. Gerek milletler gerek ordular artık yorgun bir halde istirahate geçmişlerdir. Doğuya asker sevkine halk engeldir.

…Bence mesele Ermeni ve Rumlarla boğuşmaktan ibaret kalacaktır. Doğu’daki Ermeni ordusunu silah bırakmaya mecbur ettikten sonra, Batı’daki Yunan ordusunun girişimlerine engel olabiliriz. Ümidimin aksine İtilaf devletleri’nin de işe karışmaları konusuna gelince; bu fikir bizi istiklal savaşına girmekten alıkoymamalıdır. Bu görev milletten daha ziyade biz komutanlara düşüyor. Çünkü henüz Anadolu’da savunma yapacak güçte ordularımız vardır. Silahımız, cephanemiz bitmiş değildir. Son fişeği atmadan teslim olan bir kale komutanı nasıl vatan haini olarak nitelendirilirse, biz de ona benziyoruz. Çünkü Anadolu bir kale, biz de onun komutanlarıyız.

Kararım şudur:  Doğu’da çeşitli adlar altında bir takım oluşumlar başlamıştır…. Önce Doğu’daki bu oluşumları Erzurum’da birleştirerek herhangi bir tehlikeye karşı bir milli taarruz hazırlamayı düşünüyorum. Yani bir milli Türk Hükümeti esası. Eğer istiklâlimize dokunulmaz, sadece Doğu illeri tehlikeye düşerse, derhal Erzurum’da bu milli hükümet faaliyete başlar ve ben de bu milli hükümetin emrinde bir ordu komutanı olarak Doğu’nun savunmasını üstüme alırım. Eğer tehlike bütün vatan için görülürse, çıkacak hükümet yeni bir Türk milli devleti olur ve bizler de bütün vatanın savunulması görevini yerine getiririz. Eğer bu ihtimal gerçekleşirse, sorunun halledilmesi daha güç olacaktır, bu nedenle bütün arkadaşlarımızın Anadolu’da kıt’aları başında bulunmaları gerekir. Derhal ilk fırsatta Doğu’daki tehlikeyi bertaraf ederiz. Bütün kuvvetler Batı’ya yöneltilebilir. Ben bu vaziyette Doğu’daki rolümü başarıyla yapabilirim. Batı meselesi açık kalmıyor. Zat-ı samilerinden ricam da bir an evvel sizin de Anadolu’ya geçmekliğinizdir. Her makamın namuslu siması, genç komutanların Anadolu’ya atılmasına taraftardır. Bunun için derhal sizin bir vazife ile gitmeniz mümkündür. Eğer mümkün olmazsa özel bir tazrda da gelebilirsiniz. Önce Erzurum’da toplanalım ve milli hükümet esasını kuralım. Ben Trabzon ve Erzurum’da, siz gelinceye kadar bu esası hazırlarım.” [nitekim öyle olacaktır]

Mustafa Kemal Paşa’nın buna cevabı “Evet bu da bir fikirdir” şeklinde olur. Kâzım Karabekir Paşa ise cevaben “Paşam fikir değil karardır. Ben işe başlayacağım ve ikmal-i namus için uğraşacağım. Eğer iş düşündüğüm gibi basit çıkmaz da İtilaf Devletleri işgalleri başlarsa bile Doğu’daki milli Türk hükümeti kolay kolay mahvolmaz. Ve bu suretle Türklüğün ölümü mukadderse, pek pahalıya mal edilir. Erzurum dağlarında durmazsak Ermenistan dağlarında, bu yeni Türk Hükümeti yine yaşar. Paşam İstanbul’da çok kalmayınız ve buradaki diğer komutanlar üzerinde de etkili olarak bir an önce Anadolu’yu güçlendirelim. Birçok batmış milletler istiklallerine kavuşurken, asırlar doldurucu muazzam tarihi olan Türk Milletini kurtaralım” der.

Mustafa Kemal Paşa “ Vaziyet size hak verdiriyor. İyi olayım gelmeye çalışırım” şeklinde cevap verir. (Mustafa Kemal Paşa o günlerde bir kulak rahatsızlığı geçirmektedir)

Anılarında bahsettiği şekliyle Kâzım Karabekir’e göre Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya geçmeye özendiren kendisidir. Rauf Orbay da anılarında Karabekir Paşa’nın artık İstanbul’da birşey yapılamayacağını, o bakımdan Anadoluya ve özellikle Doğu’ya gelmelerini tavsiye ettiğini belirtmiştir. Paşa’ya da aynı tavsiyede bulunduğunu söyleyen Karabekir’e Orbay şöyle cevap verir: “Esasen Mustafa Kemal Paşa’da başka türlü düşünmemektedir, yakın zamanda kesin bir karara varılacağını kuvvetle umuyorum.” 13 Kasım gününden bu yana İstanbul’da bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın çabaları da Kâzım Karabekir Paşa’nın düşünceleri ile aslında aynı yönde olduğunu göstermiştir.

Kaynakça:

1-Alev Coşkun, Samsun’dan önce bilinmeyen 6 ay, 2009
2- Kaynakçalı Atatürk günlüğü, http://atam.gov.tr/wp-content/uploads/KAYNAKÇALI- ATATÜRK-GÜNLÜĞÜ1.pdf
3- Semih Yalçın, Mütareke döneminde Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’daki faaliyetleri, A.Ü. Tarih Bölümü, Tarih Araştırmaları Dergisi, 1995





Yorumlar